Derinin renginin sarıya dönmesi durumudur. Bu, kanda yüksek oranda “bilirübin” bulunmasından ileri gelir. Bilirübin, kandaki alyuvarlarda bulunan hemoglobinin ayrışmasıyla oluşan bir maddedir. (Alyuvarlardaki hemoglobin dokulara oksijen taşır.) Bilirübin, organizmaya zararlı bir maddedir ve karaciğer tarafından etkisiz hale getirilir.
Bebeklerde bilirübinin karaciğerde etkisizleştirilmesi olayı yetişkinlerdekinden daha yavaştır. Üstelik yaşamın ilk günlerinde bu madde kanda çok miktarda bulunur; çünkü alyuvarların sayısı yüksek, yaşam süreleriyle daha kısadır. Yani, yaşam süreleri kısa olan alyuvarlar bu sürenin bitiminde parçalanırlar ve içlerindeki hemoglobin bilirübine dönüşerek kana karışır. Kanda bilirübin oranı, yaşamın ilk 4. gününde yavaş yavaş artar; sarılık dördüncü gün en koyu halini alır. Sarılık, yaşamın ilk gününden başlayarak çok koyu ise kandaki bilirübin oranı çok erken yükselmiş demektir. Bu durumda, “fizyolojik sarılıktan değil, “patolojik sarılıktan söz etmek gerekir. Yani bu bir hastalıktır; üstelik çok tehlikeli bir hastalıktır ve derhal tedavisi gerekir. Kısacası doğumun ilk gününde sarılığın ortaya çıkması, bir hastalığa bağlıdır.
