Günümüzde, emzirme son derece yaygın… Bu, hazır mamanın “kötü” olduğu anlamına gelmiyor. Aslına bakarsanız, savaş sonrası on yıllar boyunca, çoğunluk, bebekler için en iyisinin hazır mama olduğuna inanmış ve tüm annelerin sadece üçte biri bebeklerini emzirmişti. Bugün annelerin yaklaşık yüzde 60’ı emziriyor gerçi onların yarısından daha aza altı ay sonrasında da emzirmeye devam ediyor. Bu kitabın yazılma aşamasında, bilim insanları, ineklerin anne sütü vermesini sağlayacak genetik değişiklik kavramı üzerinde deneyler yapıyorlar.
Eğer bu gerçekleşirse, belki de gelecekte herkes inek sütünün peşinde olacak.
Aslına bakılacak olursa, Journal of Nutrition’da 1999 yılında çıkan bir makalede, “insan yavrularının ihtiyaçlarını anne göğsünden gelen sütten daha iyi karşılayabilecek hazır mamalar tasarlamanın en nihayetinde mümkün olabileceği” ileri sürülmektedir.
Eşinizin rolü:
Bazı babalar anne emzirdiğinde kendilerini dışlanmış hissederler ama bu kadının tercihi olmalıdır. Aslında çoğu anne bebeklerini nasıl beslediklerine bakmaksızın eşlerinin sürece dâhil olmasını istiyor ve olmalılar da… Sürece katılmak, beslenme yönteminden çok bir motivasyon ve ilgi meselesidir. Anne bebeğe ister hazır mama isterse anne sütü vermeye karar vermiş olsun, sütünü sağmaya istekli olduğu sürece eşi sürece katılabilir. Her iki beslenme yönteminde de babanın yardımı annenin o çok ihtiyaç duyduğu molayı alabilmesi demektir.
Babalara hatırlatma:
Sizin anneniz veya kız kardeşiniz emzirmiş olduğu için veya siz bunun en iyi Yol olduğunu düşündüğünüz için eşinizin emzirmesini isteyebilirsiniz. Ya da onun emzirmesini istemeyebilirsiniz. Her iki durumda da, eşiniz bir birey; hayatta seçimleri vardır ve bu da onlardan biridir. Eğer emzirmek istiyorsa bu sizi daha az sevdiği anlamına gelmez; eğer emzirmiyorsa kötü bir anne olmaz. İkinizin endişeleriniz hakkında konuşmamanız gerektiğini söylemiyorum ama nihayetinde bu onun vermesi gereken bir karardır.
Bebeğin anne sütüyle beslenemeyeceği durumlar
Farklı birtakım hastalıkları test etmek amacıyla yeni doğan üzerinde rutin olarak yapılan metabolik inceleme sonuçlarına dayanarak, çocuk doktorunuz emzirmemenizi önerebilir. Gerçekten, bazı durumlarda laktoz içermeyen çok spesifik hazır mamalara işaret edilmektedir. Aynı şekilde, bebeğin yüksek derecede sarılığı olması durumunda (ki genelde karaciğer tarafından parçalanan sarımsı bir madde olan bilirubin fazlalığından kaynaklanır) bazı hastaneler hazır mamada ısrar ederler. Amerikalıların mama alerjisi konusunda fazlasıyla endişeli olma eğilimi gösterdiklerini düşünüyorum. Anneler belli bir hazır mamanın bebeklerinde döküntüye veya gaza yol açtığını söylerler ama emzirilen bebekler de bu sorunları yaşarlar.
Anne açısından kontrendikasyonlar:
Bazı anneler, memelerinden ameliyat geçirmiş oldukları için (156, sayfadaki başlığa bakın), Hiv gibi bir enfeksiyonları olduğu için ya da lityum veya esası bir sakinleştirici gibi sütlerini bozan bir ilaç kullandıkları için emziremezler. Her ne kadar araştırmalar göğsün büyüklüğü ve meme ucu şekli gibi fiziksel faktörlerin konuyla ilgisi olmadığını belirtse de, bazı anneler iyi bir süt akışı sağlama ve bebeğe memeyi kavratma konularında diğer annelerden daha fazla sorun yaşarlar, Bu sorunların çoğu halledilebilir ama bazı anneler dişlerini sıkıp sabır gösteremez.
Herkesçe bilinen sonuç, özellikle ilk ayda anne sütü almak bebek için en iyi olsa da, annenin seçimi bu yönde değilse veya bir sebepten ötürü anne emziremiyorsa hazır mamayla beslenme de gayet kabul edilebilir hatta kimileri için tercih edilen bir seçenektir. Kadın emzirmeye vakti olmadığını düşünebilir veya bebeğini emzirme düşüncesi ona cazip gelmiyor olabilir. Özellikle bebek kadının ilk çocuğu değilse, bebeğini emzirme görüntüsünün ailenin dengesini bir şekilde bozacağından korkabilir yaşça büyük çocukları kıskançlık yaşayabilir.
Durum ne olursa olsun, kadın emzirmek istemediğinde onu desteklemeli ve suçlamaktan kaçınmalıyız. Kendini adama kavramını da sadece emzirmeyle bağlantılı olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Her tür beslenme biçimi kendini adamayı gerektirir.
Meme Ameliyatı Geçirdiyseniz…
Rekonstrüksiyon veya küçültme ameliyatı geçirdiyseniz, cerrahın kesiyi meme ucundan mı yoksa göğüs kemiği arkasından mı yaptığını öğrenin. Süt veren kanal zarar görmüş olsa bile, tamamlayıcı bir emzirme sistemi kullanmanız durumunda bebeğiniz yine de emebilir; bu sistemle bebek aynı anda hem meme ucunu hem de beslenme sondasını emer.
Bir emzirme danışmanı bulun; bebeğin memeyi doğru kavrayıp kavramadığını anlamanıza yardımcı olabileceği gibi gerekmesi durumunda tamamlayıcı beslenme sistemini nasıl kullanacağınızı da gösterebilir.
Bebeğinizin uygun oranda kilo aldığından emin olmak için en az altı hafta boyunca bebeğinizi her hafta tarttırın.
Ve Sonsuza Dek Mutlu Beslendiler…
Doğru başlangıç yapmak işin en önemli kısmıdır. Evinizde özel bir yer belirlemek bebeğinizin odası veya ev halkının curcunasından uzakta sessiz bir köşe ve o yeri sadece beslenmelere ayırmak önemlidir. Acele etmeyin. Bebeğinizin huzurlu bir öğün yeme hakkına saygı gösterin. Ağzında biberon veya göğsünüz olan bebeğiniz kucağınızdayken telefonda konuşmayın ya da komşunuzla çitin üstünden çene çalmayın. Beslenme interaktif bir süreçtir; sizin de dikkatinizi vermeniz gerekir. Bebeğinizi tanımanızın yolu budur. Ve bebeğinizin sizi tanımasının da yolu budur. Ayrıca, bebeğiniz büyüdükçe görsel ve işitsel dikkat dağıtıcı unsurlara karşı daha duyarlı hale gelir ki bu da yemesini bozabilir.
Anneler genellikle, “Bebeği beslerken onunla konuşmam uygun olur mu?” diye sorarlar. Kesinlikle, ama sessizce, nazik bir biçimde konuşmalısınız. Bunu mum ışığında yenen bir akşam yemeğindeki sohbet olarak düşünün. Çok hafif bir ses tonu kullanın, ani çıkışlardan kaçının ve teşvik edici olun: “Haydi, biraz daha biraz daha fazla yemen gerekiyor.” Ben sıklıkla tatlı goo-goo sesleri çıkarıyorum veya bebeğin başını okşuyorum. Bunlar bir bebekle yakın bağ kurmanın yolları olmanın yanı sıra bebeği uyanık tutmanın da esas yoludur• Eğer bebek gözlerini kapatır ve bir anlığına emmeyi bırakırsa ona “Orada mısın?” diye sorarım. Ya da şöyle derim: “Haydi ama, iş başında uyumak yok ne de olsa senin tek işin bu!”
İPUCU:
Beslenme sırasında bebeğiniz uyuyakaldığında, emme refleksini başlatmak için şu stratejilerden herhangi birini deneyin: Başparmağınızla bebeğin avcunun içini dairesel hareketlerle nazikçe oyun; sırtını veya koltuk altını ovalayın; ya da parmaklarınızı omurgası üzerinde aşağı yukarı “gezdirin” ben bu tekniğe “volta atmak” diyorum. Bazılarının tavsiye ettiği gibi bebeği uyanık tutmak için asla amma ıslak bez koymayın veya ayaklarını gıdıklamayın. Bu benim masanın altından çıkıp size şöyle dememe benziyor: “Tavuğunun hepsini yememişsin, ayağını gıdıklıyayım da yemeye devam et” Eğer bu stratejilerin hiçbiri işe yaramazsa, bebeği yarım saat kendi haline bırakıp uyumasına izin veririm. Bebeğiniz beslenirken sürekli uyuyakalıyor ve uyandırmak zor oluyorsa, çocuk doktorunuzdan tavsiye alın. İkinci bölümde açıkça anlattığım gibi, anne hangi beslenme biçimini seçmiş olursa olsun, ben hiçbir zaman talep üzerine beslemeden yana değilim. Talepkâr bir bebek yaratmanın yanında, genellikle ortaya çıkan durum, bebeklerinin çıkardığı farklı seslere henüz uyum sağlamamış ebeveynlerin, ağlamanın açlık anlamına geldiğini düşünmeleridir. Bu nedenledir ki aşırı beslenen çok sayıda bebeğimiz var bu, sıklıkla “kolikle karıştırılan bir sorundur.
