Doğum odasının bir köşesi, yeni doğan bebeğe gereken ilk bakımın sağlanması için özel olarak donatılmıştır; bu köşenin çok iyi ısıtılmış ve hava akımlarından korunmuş olması gereklidir; yoksa bebek soğuk alabilir. Çevre ısısı 30°C’ a yaklaşmalı, hiçbir zaman 25°C’ ın altına düşmemelidir. Bebeğin sarılacağı bezlerin de önceden biraz olsun ısıtılması yararlı olur. İyice aydınlatılmış bir beşik üzerine yerleştirilen bebeğe ilk müdahaleler yapılır. Sağlık durumu iyi ise ve bazı olağanüstü bakımları gerektirmiyorsa, bunlarla yetinilir.
Bebek sağlıklı görülmüyorsa, hemen reanimasyon (yeniden canlandırma) ve yoğun bakım için özel olarak donatılmış odaya götürülür. Doğum sırasında, bebeğin başı dışarı çıkar çıkmaz özel bir sonda ile ağzındaki ve burun deliklerindeki salgılar temizlenir. Solunum yollarının tümüyle temizlenmesi, solunumun sağlıklı olması için şarttır. Salgıları temizleme işi birkaç kez yinelenebilir; ağzı ve yutağı dolduran sümük ve amniyon sıvısı önce bronşları daha sonra da akciğer peteklerini tıkayabilir. Bebek, akciğer peteklerinin yapışması ve açılmaması yüzünden yeterli oksijeni alamazsa, akciğeri iltihaplanabilir. Bebek, hemen tüm sağlıklı bebeklerin yaptığı gibi, doğar doğmaz ağlamaya başlarsa, hiçbir özel bakıma gerek kalmamış demektir. Kimi zaman bebeğin solunumu tümüyle normal olmakla birlikte, doğduğunda hemen ağlamaz. Yeni doğan bebeklerin tümünün derisi, özellikle elleri ve ayakları, ilk dakikalarda hafif morumsudur. Göbek kordonu, genellikle doğumdan birkaç dakika sonra kesilir; kesme işlemi çok geciktirilmemelidir. Göbek kordonu göbeğin 5 cm kadar uzağından kesildikten sonra deriye iki üç cm mesafede özel bir plastik klipsle tutturulur. Bu klips iki gün sonra ya da göbek kordonu kendiliğinden düştükten sonra çıkarılır.
İlk deneyimler
Doğum olayı ile bebek, dölyatağı içinde ısısı hiç değişmeyen bir karanlık ortamdan gün ışığına çıkar; kendisi için yepyeni dürtülerle, uyarılarla karşılaşır: Çevre ısısının değişmesi, aydınlık, akciğerler ile soluk almak hepsi bebek için yepyeni, şaşırtıcı deneyimlerdir. Kısacası doğmak, bebek için oldukça yıpratıcı bir ortamlakarşılaşmak demektir. Doğumun kendisi de çok sarsıcı bir olaydır. Bu yüzden bebeğe çok özen ve dikkatle davranılmalı, onu incitmemeyeçalışılmalıdır.Hoyrat, telaşlı hareketler, çevrenin ve banyo suyunun ısısının iyice ayarlanmamış olması, fazla ışık ve gürültü, kesinlikle önlenmesi gereken şeylerdir; bebek huzursuzsa, titriyor ve durmadan ağlıyorsa okşayarak, pışpışlayarak, kucağa alıp severek, onlara her zaman yapıldığı gibi emzik vererek susturulmalıdır. Bebek dölyatağı dışındaki ortama alışmaya başladıktan sonra, yıkanmalı ve tartılmaiıdır. Bebeğin yapacağı ilk banyo için ideal su ısısı 37°C’tır; çevre ısısı ise 30 dolayında olmalıdır. Saçlar da özenle yıkanmalıdır. Banyo, bebek için çok dinlendirici olabilir. Çocuk, daha sonra sıcak bir çarşafa sarılarak iyice kurulanır, ısıtılır; tartılıp boyu ölçüldükten sonra hemen annesinin yanına verilir. Baba da çocuğu ile hemen “tanışabilir”. Bebek, doğum odasından çıkarılmadan, annenin gözü önünde, koluna numaralı bir bilezik takılır ya da göğsüne annenin adı yazılı bir bant yapıştırılır; böylece başka bebeklerle karışması önlenir.