cocuk neden zor uyur
Bebek Gelişimi

Çocuk Neden Zor Uyur?

cocuk neden zor uyurUyumak canlıların temel gereksinmesidir; canlılar uyumadan yaşayamaz. Sağlık sorunu olmadığında bebeğin uyuma sorunu olmaz. Çocukluk dönemine geçişinden yani ikinci yaşından sonra çocuğun, duygusal nedenlerle uyuma sorunu olabilir.

Bebek, günün üçte ikisini, yani 1516 saatini uykuyla geçirir. İki yaşından beş yaşına kadar günde 1214 saat, beş yaşından sonra da günde 910 saat uyur. Günlük uyuma süresi her bebeğe ve her çocuğa göre biraz azalıp çoğalabilir. Uykuyu da biyolojik iç saat ayarlar.

Çocuk yürümeye başladıktan sonra ilgilendiği çevreyi genişletir. Bu çevrede çocukla ilgilenenler çoğalın Çocuk uyutulduğunda ana babasının uyumayacağını sezer. Uyumak demek, bu çevreden ve kendisiyle ilgilenenlerden yoksun kalmak demektir.

Çocuğun yaşadığı bazı olaylar uyumayı tatsızlaştırmış da olabilir

Korkulu düş, ıslak yatak, çok soğuk ya da sıcak, çok aydınlık ya da çok karanlık oda, yalnızlık, gürültü ve benzeri durumlar onu uyumaktan soğutmuş olabilir. Özellikle terk edilmişlik duygusu ve uyandığında kimsenin gelmemesi çocuğu tedirgin ederek uyumasını engeller.

Öte yandan çocuğun uyumak istememesi bize karşı bir güç gösterisi de olabilir. Hele uyumasını istememiz, “Ne olur yavrucuğum, artık uyu,” gibi yalvarmaya dönüştüğünde ya da uyuması için sesimizi yükselttiğimizde, çocuğumuz acımasızca isteğimizi geri çevirebilir. Çocuk kendisinden daha güçlü olduğumuzu bildiği halde, onu her zorlayışımızda bize karşı gelerek kendisinin daha güçlü olduğunu göstermek ister. Bu gösteri doğal bir tepkidir. Eğer uyuyup uyumaması umurumuzda olmazsa, çocuk bize daha güçlü olduğunu gösterme fırsatını bulamaz.

Amacımız, uyumanın bir zamanının olduğunu ona öğretmek ve onun, zamanında uyumayı alışkanlığa dönüştürmesini sağlamaktır. Çocuk biz „istediğimiz için değil, kendi istediğinde yani biyolojik iç saati istediğinde uyur. Amacımızı gerçekleştirmek istiyorsak, onun uyuma zamanını biyolojik ritmine uydurmalıyız.

Çocuğu uyumaya isteklendirmek için, pazarlık yapmaya, rüşvet, ödül vermeye, hatırımızı kullanmaya ya da öcüyle, hayaletle korkutmaya, bağırıp çağırmaya, şiddet kullanmaya asla başvurmamalıyız. Bunlar, çocukta önemli duygusal sorunlar da yaratır.

zor uyuyan cocukBebeğin biyolojik iç saatine uygun olarak, kendiliğinden sabah saat kaçta uyandığını ve akşam saat kaçta uyuduğunu birkaç gün izlemek, onun uyuma ve uyanma saatlerini kararlaştırmaya yardım edebilir. Nasıl olsa uyuyor diye uyanma zamanı gelince uyandırmamak ya da “Hele biraz sevelim,” diye uyku zamanı geldiği halde uyutmamak bebeğin uyku düzenini bozar.

Bebeğin uyumasını kolaylaştırmak ve kusmasını önlemek için gündüz ve akşamüzeri sütünü içtikten ya da mamasını yedikten sonra onu hemen uyutmamalıyız; eğer uyumak isterse bir saat kadar oyalamalıyız.

Mümkünse bebek ayrı bir odada uyumalıdır. Oda çok sade döşenmelidir. Eşyalar, mobilya ne kadar çok olursa bunlardan çıkan ışın ve toz da o kadar çok olacağından bebeğe zarar verir.

Bebek karanlıkta uyumaya alışmalıdır

Karanlıkta uyurken beynin yararlı bir salgı saldığı ve uyumanın daha sağlıklı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Sağlıklı bir bebek, iki yaşına kadar olağanüstü bir durum olmadıkça gece uyanmaz. Olağanüstü durumlar, altının ıslanması, gürültü, korkulu düş ya da karabasan, çok güçlü bir ışık, burun tıkanması, bir şeyin batması ve benzerleridir. Bebek kundaklanırsa da rahat uyuyamaz.

Anneler bebeği uyutmak için genellikle sallar. Sarsarak ya da şiddetli sallayarak uyutmaya çalışmak bebeğin beynine zarar verir. Bunun yerine bebeği yatağından alıp kucakta okşamak ve hafifçe tıpışlamak daha kolay uyutur.

Bebek uyuyuncaya kadar yanında kalmalıyız ve uyuduğunda odadan sessizce çıkmalıyız. Bebek çıkacağımızı hissedip uyanırsa okşayarak ve onunla konuşarak uyumasını sağlamalıyız. Bebek odadan ayrılacağımızı sezerse terk edilmişlik duygusuna kapılabilir.

Odasından çıktığımızda ağlarsa odaya tekrar dönmeli, bebeğin altını ıslatıp ıslatmadığına, rahat edip etmediğine bakmalıyız. Eğer korkulu bir düş gördüğünü sezersek bebeği çok az emzirmek, düşünü unutmasına yardım edebilir.

Bebek kendi başına uyumasını öğrenmelidir. Bunu sağlamak için bebekliğinin sonuna doğru, yanında kalma süremizi yavaş yavaş kısaltmalıyız.

İki yaşından sonra alıştığı bir uyuma düzeni yoksa ya da bebekliğinin uyuma düzeni bozulmuşsa, onu uyutmak daha da zorlaşır. Bu zorluk bazı çocuklarda beş yaşına kadar sürebilir. Çevresini tanımayı sürdürdüğünden, uyumaya gitmektense ana-babasının bulunduğu çevrenin çekiciliğini yaşamak çocuğun daha çok hoşuna gider.

İki yaşından sonra çocuğumuza zamanında uyumasını öğretmek için şunları yapabiliriz:

Uyuma zamanından yarım saat kadar önce çocuğu uykuya hazırlamalıyız. Pijamasını giydirmek, tuvalete götürmek, dişini fırçalatmak gibi işler çocuğa uykuya gitme zamanının geldiğini sezdirir. Çocuğun uykudan önce biraz yorulması, uyumasını kolaylaştırır. Çocuğun uyumaya gitmesi bir oyuna da dönüştürülebilir. Ama bu oyun, çocukta kendinden kurtulmak istediğimiz duygusunu yaratmamalıdır. Her oyun gibi uyumaya gitme oyunu da ciddi bir iştir. Uyumaya gitme oyununun nasıl olacağı bizim becerimize ve çocuğun bunu beğenmesine bağlıdır.

Çocuğu yatağına götürüp yerleştirdikten sonra, ona iyi geceler dileyip odadan çıkmalıyız. Yalnızlık duygusunu yaşamaması için bebeğini ya da çok sevdiği yumuşak bir oyuncağın’ yanına koyabiliriz. Sağlıklı bir çocuk yalnız başına uyumayı kolaylıkla öğrenir. Uyutmak için ona masal anlatmak gerekmez; ama çocuğun hoşuna gidiyorsa anlatmakta da bir sakınca yoktur.

Odasını terk ettikten sonra çocuk ağladığında, hemen yanına koşmamalıyız; kapının önünde beş on dakika oyalandıktan sonra bir şey almak ya da bir şeyi dü4eltmek bahanesiyle odaya girip, bu arada da çocukla ilgilenebiliriz. Bu sırada onu azarlamak, cezalandırmak gibi bir tutum takınmamız yanlış olur. Ağlamasının gereksiz olduğunu, yan odada olduğumuzu söyleyip, kendini biraz okşamamız yeterlidir. Odasını terk ettikten sonra yeniden ağlarsa, aynı biçimde davranmalıyız. Kuşkusuz sürekli böyle yapan bir çocuğa sinirlenmemek elimizden gelmeyebilir. Ama sinirimizi içimize gömüp sabırlı ve sakin olmalıyız; bizim sakinliğimiz çocuğumuzu da sakinleştirecektir.

Unutulmaması Gerekenler

Yaşı ne olursa olsun, gündüz ya da gece, uykusu sırasında ağlayarak uyanan çocuğun hemen yanına koşmalıyız. Çocuğu böylesine uyandıran genellikle korkulu bir düş ya da karabasandır. Uykuyu bölen bir böcek sokması, sivri bir şeyin batması, yorganın ağzını tıkamış olması gibi şeyler de olabilir.

Çocuk zamanında uyumayı ve uyku saatini kolay öğrenemez. Bunları öğretmek ve alışkanlığa dönüştürmek için sabırlı olmalıyız. Bu konuda bizi örnek alması işimizi kolaylaştırır. Ona örnek olamıyorsak, bizim neden ondan değişik saatlerde uyuduğumuzu ve uyandığımızı ona anlatmalıyız.

Öte yandan çocuğumuzu uykuya göndermekle ne kadar otoriter bir ana-baba olduğumuzu, her istediğimizi ona yaptıracağımızı kanıtlamaya da çalışmamalıyız. Çocuğu uykuya zamanında göndermek bir disiplin sorunu da değildir; el yüz yıkamak, diş fırçalamak, tuvalete gitmek gibi sağlık için gerekli olan günlük bir alışkanlıktır.

Ayrıca gece uyumak öylesine dakikası dakikasına uyulacak bir alışkanlık da değildir. Bir çocuk filmi uyumayı yarım saat geciktirebilir ya da günün yorgunluğu uyumayı yarım saat erkene alabilir. Yeter ki çocuk uykunun kendine gerekli ve uyumanın bir zamanı olduğunu öğrenebilsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.