Çocuğun günlük yaşamının büyük bölümü uyku alışkanlıklarına bağlıdır demiştik. Bu konuda biraz ayrıntıya girmek istiyoruz.
Sorunu şöyle ele almalıyız: Çocuğun uyku düzenine bağlı kalmak gerekir. Kişisel özgürlüğünüzü askıya alarak mı ödemek daha doğru olur, yoksa yavrunuzu da toplumsal yaşantınızın büyük bölümüne (arkadaş ziyaretleri, uzun gezintiler, partiler, misafirlerle akşam yemekleri gibi) katarak mı? Hemen söyleyelim ki kuralları siz koymak isteseniz bile buna ancak çocuğunuz karar verecektir. Çünkü gerekli olan uyku süresi her çocuğa göre değişir. Bir ile iki yaş arası çocuklar deliksiz on bir saat uyur. Gündüzleri bir-iki saatlik kısa uykularla tüm gereksinimi tamamlanır. Bu fark, yorgunluk derecesi, harcanan enerji ve gece uykularının düzeninden kaynaklanmaktadır. Bir buçuk yaşına doğru çocuk uyku düzeni bakımından kritik bir döneme girer. Çocuğu, sıkıntılı olduğu bu dönemde, gündüzleri iki kere uyutmak fazladır, bir kere ise az gelir. Sabah geç saatlerde kaldırırsanız, yemekten sonra yatmak istemeyecektir. Bütün sabah uyanık kalırsa, bu kez öğle yemeği boyunca huysuz olacaktır.
Bu dönem üç, bilemediniz dört ay sürer. İki yaşına doğru öğleden sonra uykusu yeterli olmaktadır. Dikkatli olunuz: Çocuk, uyuması gerekmediği zamanlarda da yorgun olabilir. Her zaman yapabildiklerini yapamıyorsa ya da sızlanıyorsa, biliniz ki yorulmuştur. Enerjisini tüketmiştir. Dünyayı ve çevresindeki olayları anlamak için harcadığı fiziksel gücün aynı zamanda onda ruhsal bir yorgunluk yarattığını da göz önünde bulundurunuz.
Şu halde davranışlarını denetleyiniz. Daha önceleri basit gelen şeyleri güçlükle yapıyorsa, uykuya değilse bile dinlenmeye gerek duyuyordun Ona, dinlendirici bir ortam yaratınız. Bu, bir kitabın sayfalarına bakmak, trencilik oynamak ya da bir kâğıda resimler çizmek olabilir. Bu etkinliklerde çocuğun yanında bulunup, siz de olaya katılmalısınız.
