Uyku, insanın tüm yaşamı boyunca vaz geçemediği bedensel gereksinimlerinden biridir. İnsanoğlu yaşı ilerledikçe daha az uykuyla yetinebilir. Küçük çocuklar geceleri saatlerce uyamalannın yanı sıra gündüzleri de uyurlar. Çocukların uykuları genetikle”deliksiz” dir. Ancak bazı çocuklarda zaman zaman uyku bozukluktan ortaya çıkar. Çocuk uykusunu yanda keserek uyanır.
Çocukların uyanmalarına neden olan etkenleri iki grupta toplayabiliriz: Fiziksel etkenler; ruhsal etkenler. Fiziksel etkenler arasında bedensel rahatsızlıkları, açlığı ya da tersine çok beslenmeyi, diş çıkarmayı sayabiliriz. Bu etkenler ortadan kaldırıldıklarında çocuk uykuya dalar. Ruhsal kökenli etkenler ise biraz daha karmaşıktır. Bunlardan en önemlisi çocukla anne arasındaki uyumsuzluktan kaynaklananıdır. Gündüz annesinden yeterince ilgi göremeyen çocuk gece uyanıp ağlayarak tüm ilgiyi yeniden üzerine çekmeye çalışır. Yine uyku bozukluklarına yol açan önemli bir ruhsat neden de anne-baba arasında bir geçimsizliğin olması yada kardeş kıskançlığıdır. Bu durumlar söz konusu olduğunda, aile içinde sürekli bir gerginlik var demektir. Gerginlik ya anne-baba arasındadır ya da kardeşler arasında. Her iki durumda da çocuğun duygusal dünyasında fırtınalar esmektedir. Çocuk bu olaylara tepkilerini gündüz dile getiremez. Ancak gece, ruhsal denetleme mekanizmaları bir ölçüde zayıfladığından tepkisi oldukça sert bir biçimde ortaya çıkar. Ve çocuk korkuyla uyanır. Gece yarısı korkuyla uyanan çocuklardan bir bölümü hemen ağlamaya ve annelerini çağırmaya başlar. Diğer bir bölümü ise uzun süre sessiz otururlar, hattâ bunların bilinçleri bile yarı yarıya kapalıdır; uykuda gibidirler. Çocuklardaki uyku bozuklukları anne-babalar için uyarıcı olmalıdır. Nedenleri ruhsal da olsa fiziksel de bir an önce ortadan kaldırılmaları gerekir.