Anne, çoğu zaman, bebeğin ağlamasının karın ağrısından ileri geldiğini sanır: Ya gazı vardır ya da altına kaka yapmıştır!.. Bebeğin kıtlıktan çıkmışçasına, gözü doymak bilmez bir iştahla yemek yemesi, bu arada bir hayli hava yutmasına yol açtığından bağırsak gazlarına neden olur. Böyle durumlarda karnının şişkinliğinden başka, bebeğin sürekli olarak gaz çıkardığı görülür.
Bebeğinizin sindirim sistemiyle ilgili bir sorunu olduğunu düşünüyorsanız bir hekime başvurunuz; hekim onu muayene ederek ve elleriyle karnına bastırarak rahatsızlığının nedenini aydınlığa kavuşturacak ve gerekiyorsa, bağırsakların çalışmasını düzenleyecek ilaçlar verecektir. Anneye düşen önemli görev, meme emmenin süresini kısaltmak ve bebeğin açgözlülüğünü frenlemeye çalışmaktır.
Bebeğinizin sindirim sistemiyle ilgili bir sorunu olduğunu düşünüyorsanız bir hekime başvurunuz; hekim onu muayene ederek ve elleriyle karnına bastırarak rahatsızlığının nedenini aydınlığa kavuşturacak ve gerekiyorsa, bağırsakların çalışmasını düzenleyecek ilaçlar verecektir. Anneye düşen önemli görev, meme emmenin süresini kısaltmak ve bebeğin açgözlülüğünü frenlemeye çalışmaktır.
Şimdi de, bebeğin kakasının değişik görünümlerini birlikte inceleyelim. Bunun için bebeğe verilen besinin tipini (ana sütü ya da hazır süt) dikkate almak zorunludur. Bilindiği gibi, dölyatağı içinde ve “yenidoğan dönemi”nde bebeklerin kakaları koyu yeşil renktedir. Dünyaya geldikten sonraki ilk günlerde kaka, yavaş yavaş değişmeye başlar, Yeşilimtrak olan rengini (geçiş döneminin rengi) yitirir, gitgide daha sarılaşmaya başlar; sonunda normal kakanın rengini, sertliğini ve kokusunu alır. Anne sütüyle beslenen yeni doğmuş bir bebeğin kakası. Genellikle yumuşaktır ve bezlere yapışır. Ender olarak katı olur. Yumuşak olmasının ötesinde, yarı sıvı olduğu bile oldukça sık görülür. Kokusu hafif ekşidir: Bu “özel koku”, ancak anne sütüyle beslendiğinde söz konusu olur. Rengi genellikle açık sarıdır.
İlk haftalarda çocuk günde birçok kez kaka yapabilir (5’in üstüne çıktığı bile olur). Birinci aydan sonra, kaka sayısı azalır ve günde birle-üç arası değişir.
Hazır sütle beslenen yeni doğmuş bebeklerin kakası. Genellikle soluk sarı renktedir ve kokusu da oldukça keskindir. Kakanın kıvamı bir hamur sertliğindedir ve anne sütüyle beslenen bir bebeğinkinden çok daha biçimli bir görünümü vardır. Genellikle bezlere bulaşmaz. Kaka yapma sıklığı, günde bir ya da iki kez olabilir; dörde kadar çıktığı da görülebilir. Hazır sütle beslenen çocuk daha az kakaya çıkar.
Kakanın görünümü, bir ölçüde bebeğe verilen sütün içindeki şeker, yağ ve protein oranına göre değişir.
Sütün içindeki maddeler değiştirildiğinde kakanın biçimi de değişir, daha kati ya da daha yumuşak olur.
Ayrıca, inek sütüyle beslenen bir bebeğin kakasında “topakçıklar” bulunur, bunlar kakanın içinde kolayca seçilebilirler. Bu parçacıklar koyu sarımtırak renktedir ve sütün içindeki sindirilmemiş kısımlardan oluşmaktadır.
Şu halde kakanın renginden çok, katı olup olmadığı önemlidir: Biçimli ya da yarı-biçimli oluşları da önem taşır. “İshal” denildiğinde hemen hemen sıvı halde olan bir kaka anlaşılır. İshalde kaka yapma sayısı da önemli derecede artmıştır. Bu durum kendini, bedenin susuz kalması, çok kısa bir süre içinde ağırlığın birdenbire ve tehlikeli biçimde düşmesiyle gösterir. Bir hekime başvurmak gerekir. Anne-babanın unutmaması gereken bir nokta, ishal sürerken çocuğa bot bol su vermek gerektiğidir. Halk arasında yaygın olan bir inanca göre ishale sulu yiyecekler ve süt neden olmaktadır. Bu nedenle, “ishalli bir çocuğa sıvı gıda vermemek gerekir” gibi bir yanlış düşünce içindedirler. Oysa bu inanç bütünüyle yanlıştır ve uygulandığında bebeğin susuz kalmasına yol açar. Zaten çok miktarda sıvı yitiren bebeğe verilen su da kısıtlanırsa, yaşamı tehlikeye girer.
İlk haftalarda çocuk günde birçok kez kaka yapabilir (5’in üstüne çıktığı bile olur). Birinci aydan sonra, kaka sayısı azalır ve günde birle-üç arası değişir.
Hazır sütle beslenen yeni doğmuş bebeklerin kakası. Genellikle soluk sarı renktedir ve kokusu da oldukça keskindir. Kakanın kıvamı bir hamur sertliğindedir ve anne sütüyle beslenen bir bebeğinkinden çok daha biçimli bir görünümü vardır. Genellikle bezlere bulaşmaz. Kaka yapma sıklığı, günde bir ya da iki kez olabilir; dörde kadar çıktığı da görülebilir. Hazır sütle beslenen çocuk daha az kakaya çıkar.
Kakanın görünümü, bir ölçüde bebeğe verilen sütün içindeki şeker, yağ ve protein oranına göre değişir.
Sütün içindeki maddeler değiştirildiğinde kakanın biçimi de değişir, daha kati ya da daha yumuşak olur.
Ayrıca, inek sütüyle beslenen bir bebeğin kakasında “topakçıklar” bulunur, bunlar kakanın içinde kolayca seçilebilirler. Bu parçacıklar koyu sarımtırak renktedir ve sütün içindeki sindirilmemiş kısımlardan oluşmaktadır.
Şu halde kakanın renginden çok, katı olup olmadığı önemlidir: Biçimli ya da yarı-biçimli oluşları da önem taşır. “İshal” denildiğinde hemen hemen sıvı halde olan bir kaka anlaşılır. İshalde kaka yapma sayısı da önemli derecede artmıştır. Bu durum kendini, bedenin susuz kalması, çok kısa bir süre içinde ağırlığın birdenbire ve tehlikeli biçimde düşmesiyle gösterir. Bir hekime başvurmak gerekir. Anne-babanın unutmaması gereken bir nokta, ishal sürerken çocuğa bot bol su vermek gerektiğidir. Halk arasında yaygın olan bir inanca göre ishale sulu yiyecekler ve süt neden olmaktadır. Bu nedenle, “ishalli bir çocuğa sıvı gıda vermemek gerekir” gibi bir yanlış düşünce içindedirler. Oysa bu inanç bütünüyle yanlıştır ve uygulandığında bebeğin susuz kalmasına yol açar. Zaten çok miktarda sıvı yitiren bebeğe verilen su da kısıtlanırsa, yaşamı tehlikeye girer.