Bebek sağlığı

Bebeklerde beslenme bozuklukları

 

Bebeklerin beslenme sistemlerindeki herhangi bir bozukluk, bünye de pek çok düzenin aksamasına yol açar. Sindirim sisteminin çalışma düzeni normalin dışına çıkarsa, bebeğin kan dolaşımı, vücudundaki su dengesi, metabolizması, hatta sinir sistemi de, buna bağlı olarak bazı değişmeler gösterir. Bütün beslenme bozukluklarında ana babanın çok uyanık olması, hemen bir doktora başvurması yerinde olur. Beslenme bozukluklarının sebepleri çeşitlidir. Meselâ beslenmenin yetersiz ya da yanlış oluşu veya yaşına uygunsuzluğu gibi.
Ayrıca sürekli kusma sonucu, bebeğin aldığı besinlerden yeterince yararlanamaması, metabolizma aksaklıkları, dolayısıyla besinlerin değerlendirilmemesi, (vitamin, protein ve karbonhidratların yakılamayışı: mukovisidoz), bazı besinlere karşı gösterdiği alerjik tepki, kronik enfeksiyonlar ve çeşitli hastalıklar da, bu sebepler arasında sayılabilir.

Bebekte beslenme bozukluğu olduğunu gösteren başlıca belirtiler, kilo alamamak, hatta zayıflamak, bulaşıcı hastalıklara karşı direncin azalmasıdır. Karnında ve poposundaki yağlar kaybolur, karın çöker, porsumuş bir hal alır.
Doktorların “distrofi” diye adlandırdıkları bu devreye gelip de hâlâ bebeğin tedavisine başlanmamışla, hastalık, “atrofi,” yani “organların yetersiz beslenme dolayısıyla erimesine kadar ilerleyebilir. Deri soluk ve cansız bir renk alır; bebeğin yüzü, yaşlı bir insan görünümüne bürünür, gözleri içeri çöker. Bebeğin günden güne zayıflaması, ana baba için önemli bir tehlike belirtisi sayılmalıdır. Bunun sebepleri, :  kronik sindirim bozukluğu, bazı enfeksiyon hastalıkları ve çeşitli tümörler olabilir. Ruhî bozukluk ve depresyonlar da, küçük çocuklarda iştahsızlık, kilo kaybı ve zayıflamaya yol açabilir.
Özellikle bulûğ çağında görülen zayıflamanın (Anorexia nervosa) belirtileri de, hiçbir şey yememeye kadar varan iştahsızlık, belirli besinlere karşı büyük bir iştah, kabızlık, kız çocuklarında da âdet kanamasının kesilmesi, ya da düzensizliğidir. Gençlik çağının eşiğindeki çocuk da, ruhî kaynaklı hastalığın sebeplerinin ne olduğunun farkına varamaz. Bulûğ çağındaki çocuk büyümek istemez; ana babanın, öğretmenlerinin isteklerine karşı pasif bir direniş içindedir. Her şey sinsice denecek bir şekilde başlar. Genç kız ya da delikanlı, yalnız zayıflamak isteğindedir. Giderek daha az yemek yemeye başlar. Ama iş, sonunda açlık grevi ve vücudun çeşitli fonksiyonlarının tehlikeye düşmesine kadar varır. Hatta doktorlar, ölümle sonuçlanan bazı olayları bile bilirler. Bu bakımdan, yukarıda sayılan belirtilerin biri bile ortaya çıksa, uyanık davranmak, çocuğu hemen bir ruh doktoruna götürmek doğru olur. Böylece, telâfisi mümkün olmayacak problemlerin önüne, yol yakınken geçme imkânı aranmış olur.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.