Yeni doğan bebek

Yenidoğan bebekte bedensel işlevlerin denetimi

bebek gelişimi takipYenidoğan’ın çok belirgin birtakım bedensel özellikleri vardır. En küçük bir anormallik olasılığını ortadan kaldırmak için dikkatli bir muayeneden geçirilmesi gereklidir. Son zamanlarda yenidoğan muayenesini yapan, yeni bir uzmanlık dalı ortaya çıkmıştır: Yenidoğan hekimliği (neonatoloji).

Baş gelişimi

Biçimini ve boyutlarını daha önce söylemiştik. Doğum sırasında kafatasının görünümünü etkileyen birtakım olaylar yüzünden başın biçimi bozulmuştur. Bebeğin kafatası kemikleri birbirlerinden “sütür” denilen ayrım çizgileri boyunca ayrılmıştır. Bu kemikler esnektir. Doğum kanalından geçerken başın biçimi değişir. Doğum kanalı bebeğin başının normalde geçemeyeceği kadar dardır. Bu nedenle doğum sırasında kadının leğeni biraz genişler. Ancak bu da yeterli olmaz. Bebeğin kafatası kemikleri birbiri üzerine kayarak, kafa çapını daraltır. Bebeğin başının biraz uzun ve dar olması da bundan ileri gelir. Doğumdan sonra kafatası kemikleri eski durumlarını alır.


Sezaryen ameliyatı ile ya da “ayaktan geliş”le doğan çocuklarda baş daha yuvarlaktır ve tepesi de biraz yassılmıştır.
“Sütür”lerin karşılaştığı noktalarda, bıngıldak denen kemiksiz, kıkırdaksı dokudan oluşmuş alanlar bulunur. En büyüğü alnın üzerinde, orta çizgi boyunca yer alan 23 cm uzunluğundaki ön bıngıldaktır.
Kafatasının bazı bölümlerindeki özellikle arkadaki kemikler esnektirler; hattâ parmaklarınızla bastırınca içeri göçerler. Yeni doğmuş bebeğin bir başka özelliği de başın tepesinde yumuşak şişlikler bulunmasıdır. Bu şişliğin kemikle ilgisi yoktur; yalnızca kafa derisi ve derialtı dokusunu ilgilendirir. Doğum sırasında, dölütün başı negatif basınçla karşılaşmış ve deri altında kan toplanmıştır. Şişlik genellikle bir tedavi gerektirmeden 23 gün içinde kendiliğinden kaybolur.

Gözlerin gelişimi
Bebek, doğrudan bir ışıkla karşılaşmadıkça gözlerini açık tutar. Gözbebeğinin rengi, grimavidir; gelecekte ne renk alacağını ilk günlerden kestirmek olanaksızdır. Gözkapaklarının içini döşeyen dokuda önemsiz kanamalar olabilir. Bunlar, giderek kendiliğinden kaybolurlar. Bebeğin göz kaslarının denetimi henüz olgunlaşmadığından, geçici şaşılık (göz yuvarlarının birkaç saniye ayrı yöne dönmesi) görülebilir.

bebekte gözler

Olağanüstü durumlar dışında bebeklerin gözyaşı akmaz. Ama gözkapaklarından sarımtrak renkte bir salgı geliyor ve bu salgı dinmiyorsa, “konjonktivit” söz konusudur ve tedavisi gerekir. Gözlerle ilgili olarak yapılması gereken bir başka muayene de, özel bir lamba ile gözmerceklerinin saydamlığının ölçülmesidir. Bu muayene ile örneğin doğumsal katarakt gibi anormalliklerin bulunup bulunmadığı anlaşılır.

Burun, ağız ve kulaklar

Burun deliklerinin düzgün olup olmadığının kontrol edilmesi son derece önemlidir; ağızda damak yapısının normal olup olmadığına bakılmalıdır. Dudak yarığı ve damak yarığı (damağın açık ve ağzın burun boşluğu ile bağlantılı olması), sık görülen biçim bozukluklarıdır. Bozukluk sayılmayacak bir başka durum da, ağızda diş bulunmasıdır; ama bu duruma çok sık rastlanmaz.

SONY DSC

Çocuk hekimi, ayrıca ağız boşluğunu dikkatle inceleyerek enfeksiyon bulunup bulunmadığına bakar. Genellikle “müge” adı ile bilinen mantar enfeksiyonları, dilde ve avurtlarda kolayca göze çarpan beyazımsı lekeler halinde kendilerini belli ederler ve yenidoğanlarda görülmeleri seyrek değildir.
Müge, tedavisi kolay bir enfeksiyondur. Ancak çocuklardan birbirlerine bulaşmamasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle hastanelerdeki bebek odalarında dikkatli olunmalıdır.
Doğumdan sonraki muayenede, ayrıca kulak kepçelerinin yapılarının düzgün olup olmadığı da kontrol edilmelidir. Kulak kepçeleri, bazı doğumsal hastalıkların tanısını kolaylaştıracak belirtiler taşıyabilir.
Karın
Yenidoğan’ın karnı, elle yoklandığında oldukça şişkindir. Üst bölümünün biraz gergin olması, özellikle yemeklerden sonra normal sayılmalıdır.
Göbek kordonu düştükten sonra, göbeğin biraz şiş kalması sık görülen bir durumdur. Bu durumda bir göbek fıtığı söz konusudur. Kasıklarda fıtık da seyrek değildir.

bebekte karın

Göbek kordonu henüz düşmemişse, kordonun kendisine ve özellikle deriye temas ettiği yere dikkat edilmelidir: Kızarıklık, şişlik, sertleşme ya da akıntı görülürse, bunlar iltihaplanma belirtisi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda göbek kordonunun düşmesi de gecikecektir: Hemen tedavisi’ gereken bir durumdur bu…

Dış üreme organları

Bebeklerde idrar deliğinin açıklığının normal olup olmadığı, doğumdan sonra kontrol edilmelidir. Özellikle erkek bebeklerde sünnet derisi çok darsa, bebek idrar yapmakta zorluk çeker. Bu durumda bu derinin kesilmesi gerekir.
Erkek bebeklerin büyük çoğunluğunda erbezleri, erbezitorbasının içindedir. Bebeklerin % 3’ünde erbezleri yerine inmemiştir. Bu çocukların bir bölümünde birkaç hafta ya da birkaç ay içinde erbezleri normal yerlerine inerler. Bir bölümü için ise ameliyat gerekebilir. Erkek bebeklerde sık görülen bir başka durum erbezitorbasında sıvı birikmesidir; erbezitorbalarının iç çeperinde az miktarda sıvı toplanmıştır. Bu durum genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer.

bebekte dış üreme organları
Doğumdan hemen sonra, kızların dış üreme organlarının,özellikle”klitoris”in(‘btzır’ın) ve küçük dudakların kabarık oluşu dikkati çeker. Hattâ bazılarında hafif bir kanama olur. Bunlara yol açan, anneden geçen östrogen hormonudur. Kısa sürede östrogen etkinliği azalır ve bebeğin dış üreme organları normal biçimlerine döner.

Kalçalar

İskelet muayene edilirken kalça eklemlerinin durumuna özellikle dikkat edilmelidir. Böylece doğuştan kalça çıkığı varsa, hemen anlaşılabilir. Bacaklar iki yana açılarak dışa doğru döndürüldüğünde hareket sınırlı ise, kalça çıkığından kuşkulanmak yerinde olur; hekim daha sonra, bacağı belli bir biçimde kımıldatarak uyluk kemiği başının eklem boşluğunda kendine özgü çıtırtısını duymaya çalışır.

bebekte kalça gelişimi

Kalça çıkığı ülkemizde oldukça sık görülen ve tedavisi çok kolay olduğu halde, ne yazık ki, ihmal yüzünden tedavisiz kalan, dolayısıyle yaşam boyu sakat kalmaya yol açan bir durumdur.

Sindirim sistemi

Midede sindirim etkinliği yavaştır. Yeni doğan bebeğin midesinde klorhidrik asit salgınlanması daha azdır; bu yüzden mide asit oranı düşüktür.
Bu nedenlerden ötürü erken doğan çocuklar için özel olarak tasarlanmış yeni bir beslenme yöntemi geliştirilmiş ve sütün burundan ya da ağızdan verilen bir sonda ile doğrudan doğruya bağırsağa (onikiparmak ya dâ incebağırsağa) aktarılması olanağı sağlanmıştır.

bebekte sindirim sistemi
Zamanında doğan bebeklerde başlıca sindirim enzimleri yeterli düzeydedir. Ancak nişastayı ayrıştıran “amilaz” enziminin miktarı azdır; bu nedenle, bu besinin beslenme rejimine ilk iki ay içinde alınmaması öğütlenir. Anne sütüyle beslenen bebeğin çıkardığı dışkı sarıdır ve krem kıvamında olur, kokusu ekşimtraktır; hazır sütle beslenen bebeğin dışkısı ise daha açık renkte ve grimsi olur, daha koyu kıvamdadır, tipik bir kokusu vardır.
Bağırsakların boşalma sıklığı çok değişiktir; günde birkaç kez çıkabilir. Meme emen bebeklerden bazıları dışarıya çok daha az, kimi zaman iki günde bir çıkarlar.

Solunum ve kalp etkinliği

Bebeğin yetişkinlerden farklı biçimde yani göğüs kaslarını kullanmak yerine, daha çok karın kaslarını kullanarak, diyaframı indirip kaldırarak soluk aldığını bilmeniz önemlidir. Buna “karından soluma” denir.
Soluma sıklığı değişebilir, bu dakikada 3040 arasındadır (ancak dakikada 60 soluk anormal sayılmalıdır). Hekim, çeşitli muayene yöntemleri kullanarak solunum sisteminin ve kalbin normal olup olmadığını anlayabilir.

bebekte kalp gelişimi

Kalp atımlarının sıklığı dakikada 125’tir; 100’ün altındaki ve 180’in üstündeki atımlar, anormal sayılmalıdır.
Kalp atımlarında üfürüm (sufl) duyulması sık rastlanan bir durumdur ve mutlaka bir kalp kusurunun belirtis