Dünyaya yeni bir bebek getiren her anne ve baba kabul eder ki, çocuk sahibi olmak, tarif edilemez ve son derece şaşırtıcı bir deneyimdir.
Fakat, hayatınızda sadece belli sayılarda yaşayabileceğiniz bu benzersiz deneyimi kendi çabalarınız ile daha da eğlenceli ve eşsiz bir hale getirmeniz mümkün. Aşağıda paylaşılan ve muhtemelen kimsenin size söylemeyecek olduğu tavsiyeleri dikkate alırsanız hem bebeğinize daha da iyi bir ebeveyn olabilir, hem de olası başarısızlıklarınız önleyebilirsiniz.
Duygusal olarak çökmeniz, kötü ebeveyn olduğunuz anlamına gelmez
Özellikle anne olmak, duygusal, zihinsel ve de fiziksel açıdan dünyanın en zor işlerinden birisidir, bu yüzden bazı zor anlarda kendinizi daralmış ve sıkılmış hissedip ağlayabilirsiniz. Bu duygusal bir zayıflık değildir ve bebeğinize karşı görevinizi yerine getirmediğiniz anlamına da gelmez. Aksine ağladığınızda tüm stresinizi atmış ve kendinizi daha rahat hissetmiş olursunuz.
En iyi oyuncaklar bebeğinizin değil, sizin eğlenceniz olabilir
Her ne kadar bebeğinize küçük yaşta müzik eğitimi vermek isteseniz de, pahalı robotlar ya da bebekler alsanız bile ilgisini pek fazla çekmeyecektir, emin olun ki 1 yaşına kadar bir bebek için içinde oynayabileceği bir koli, kullanılmayan eşyalar ve de renkli kıyafetler yeterlidir.
Yani birikiminizi bebeğinizin ileride hatırlamayacağı şeylere yapmak yerine, onun için çok daha faydalı birikimler yapabilirsiniz.
Beraber eğlenememeniz sizi kötü bir anne yapmaz
Aniden, küçük bebeğinizin tüm kahvaltı masasını alt üst ettiğini görürseniz panik yapmamanız gerekir, çünkü bebeğiniz ne kadar şirin olsa da, anne ve babalık her zaman için pek hoş olmayabilir. Bu yüzden ona kızıp bağırmanız ve ağlatmanız sizi kötü bir ebeveyn yapmaz.
Emin olun ki çocuğunuzla geçirdiğiniz her an kötü deneyimler yaşayabilmeniz mümkün.
Hayır demek çocuğunuzda travma yaratmaz
Çocuğunuzun zihinsel ve duygusal gelişimi için bazı sınırları ve kuralları öğretmeniz gerekir. Bunun da kaçınılmaz sonucu olarak bazı davranışlarına ve isteklerine hayır yanıtını vermelisiniz. Örneğin çocuğunuz uyku vaktinden önce çikolata yemek istediği zaman doğal olarak hayır demeniz, somurtmasına, ağlamasına ve hatta tam teşekküllü öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir. Böyle bir durumda onu yatıştırmak için cevabınızı evet’e çevirmeniz şımarmasına, hayır’da ısrar etmeniz ise sınırlarını tanımasına neden olacaktır.
Çocuğunuzu biraz yalnız bırakmanız onları terk etmeniz demek değildir
Çocuğunuzu, güvenli olduğunu düşündüğünüz ortamlarda yalnız bırakmalı ve bağımsızlığı öğrenmesini sağlamalısınız. Böylelikle çocuğunuz hem kendi kendisine yetmeyi öğrenir, hem de tek başına yaratıcı oyunlar oynayarak vakit geçirir. Eğer bebeğinizi kendi odasında yatırır, ve ara sıra yalnız kalmasını sağlarsanız, çocukluk döneminde yalnız kaldığında paniklemez ve stres yapmaz. Unutmayın ki hayatının sonuna kadar her zaman yardımına koşamaz ve onunla birlikte olamazsınız. Bu yüzden ileride edinmesini istediğiniz her davranışı şimdiden aşılamaya çalışın.
Kendinize de vakit ayırmanız yanlış bir davranış değil
Çocuğunuz kitap okurken, oyuncaklarıyla oynarken ya da herhangi bir şeyle meşgul olurken, favori tv programınızı izlemeniz, arkadaşlarınızla sohbet etmeniz ya da bir süre uyumanız son derece normaldir. Kendinizi kötü hissetmenin aksine, böyle küçük bir molanın ardından daha sağlıklı ve huzurlu bir şekilde bebeğiniz ile vakit geçirebilirsiniz.
Çocuğunuzu akıllı telefonunuz ile baş başa bırakmayın
Aksi taktirde rehberinizdeki herkes’e “ jghsa231ssSSss ” tarzında bir mesaj gitmesi olası. Ayrıca çocuğunuzun telefonunuzu ele geçirme riskine karşı, önemli olan her şeyi farklı bir sürücüde yedeklemeniz önerilir.
Sebzeye küçük yaşta alıştırın
Öğünlerinde sadece sebze hazırlamak ya da direkt olarak ona sebzenin faydalarını anlatmak yerine makarnanın yanında ve az bir miktarda ıspanak verebilirsiniz, çünkü emin olun ki çocuğunuz ıspanaktaki demir ile pek ilgilenmeyecek. Fakat özellikle ıspanağın, parkta oynarken ya da bisiklete binerken onu daha güçlü yapacağını söylerseniz rüzgar bu sefer sizin tarafınızdan esmeye başlar. Zaten “Temel Reis” ile büyüyen ve ıspanağı sevmeyen çocuk yoktur.
