Bebeğin ağlaması sırasında soluğunun kesilmesi tehlikesi, daha doğrusu soluk alamaması (katılma) hemen hiç söz konusu değildir. Çünkü, solunum kendi kendine çalışan reflekslere bağlı bir mekanizmadır. Ağlarken bazen bebeğin yüzü mosmor olur ve (bize çok uzunmuş gibi gelen) birkaç saniye soluk alamaz. Bu birkaç saniyenin ona bir zararı yoktur. Bununla birlikte, anne böyle bir şey karşısında endişeye kapıldığı takdirde, bebeği öne eğerek ağlamasının kesilmesine yardımcı olabilir.
Ancak kesinlikle bebeğin sırtına vurmamalı, başını öne doğru çok fazla sarkıtmamalıdır.
Üstelik birçok anne-babanın sandığı gibi, sürekli ağlamanın mutlaka göbek fıtığına neden olduğu da doğru değildir. Gerçi, ağlama ve ıkınma, karın içi basıncın yükselmesine ve karın çeperinin gerilmesine neden olur; ancak bu gerginlik her zaman bir fıtığa yol açmaz. Bir fıtık kuşkusu varsa, bebeğin aylık muayenesi sırasında, hekim durumdan haberdar edilmelidir.
Kısacası, kendi “varlığını”, kendi “kişiliğini”ortaya koymaya çalışan bebeğin ağlamasına alışmalıyız. Bu, kendini “dile getirme” yöntemidir. Çünkü elinde, kendini ifade edecek başka bir aracı yoktur.
Üstelik birçok anne-babanın sandığı gibi, sürekli ağlamanın mutlaka göbek fıtığına neden olduğu da doğru değildir. Gerçi, ağlama ve ıkınma, karın içi basıncın yükselmesine ve karın çeperinin gerilmesine neden olur; ancak bu gerginlik her zaman bir fıtığa yol açmaz. Bir fıtık kuşkusu varsa, bebeğin aylık muayenesi sırasında, hekim durumdan haberdar edilmelidir.
Kısacası, kendi “varlığını”, kendi “kişiliğini”ortaya koymaya çalışan bebeğin ağlamasına alışmalıyız. Bu, kendini “dile getirme” yöntemidir. Çünkü elinde, kendini ifade edecek başka bir aracı yoktur.